Çalışma tasarımı
Bilim insanları altı sağlıklı gönüllüden ve atopik dermatiti olan üç gönüllüden deri mikrobiyota örnekleri topladı. İzole edilen bakteri kolonileri arasından daha ileri deneyler için S. epidermidis ve S. aureus’u seçtiler.
Nar kabuğu özütünü n-bütan ve dimetil eter çözücüleri kullanarak hazırladılar ve seçilen bakteri suşlarına karşı antimikrobiyal ve anti-yapışkan (biyofilm oluşumunu engelleme) aktiviteleri açısından analiz ettiler. Ekstraktın toksisite testi için Galleria mellonella larvalarını in vivo model olarak kullanmışlardır.
Önemli gözlemler
Sağlıklı gönüllülerin cildinden toplam 67 mikroorganizma tanımlanmış olup, S. epidermidis, Micrococcus luteus, Cutibacterium acnes ve S. hominis en bol bulunan bakterilerdir. Ana bakteri cinsi Staphylococcus idi.
Gönüllüler arasında coğrafi köken bölgelerine ve cilt değişikliklerine bağlı olarak cilt mikrobiyota kompozisyonunda farklılıklar gözlenmiştir. Atopik dermatiti olan gönüllülerden izole edilen tek tür S. aureus olmuştur.
Nar kabuğu özütünün fitokimyasal analizinde başlıca biyoaktif bileşikler olarak kateşin, kuersetin, vanilik asit ve gallik asit tespit edilmiştir.
Antimikrobiyal aktivite
İki ekstraksiyon çözücüsü arasındaki karşılaştırma, dimetil eter bazlı ekstraksiyonun bakterilere karşı en yüksek antimikrobiyal aktiviteye sahip olduğunu ve minimum inhibitör konsantrasyonun (MIC) mililitre başına 1 ila 128 miligram arasında değiştiğini ortaya koymuştur.
Yapışma önleyici aktivite
Dimetil eter bazlı nar kabuğu ekstraktının S. epidermidis ve S. aureus tek ve çift tür biyofilm oluşumuna karşı anti-yapışkan aktivitesi belirlendi
Çalışmanın önemi
Çalışma, nar kabuğu özütünün, türe özgü bir şekilde cilt mikrobiyota homeostazını restore etmek için pratik, toksik olmayan bir müdahale olduğunu ortaya koymaktadır. Çalışmada hazırlanan dimetil ester bazlı nar kabuğu özütü, faydalı bakteri türlerini (S. epidermidis) etkili bir şekilde geri kazandırırken patojen bakteri türlerini (S. aureus) ortadan kaldırıyor.
S. aureus’un artan bolluğunun, bakterinin biyofilm oluşturma yeteneği ve ilaç direnci kazanması nedeniyle tedavisi zor olan cilt lezyonlarının oluşumuyla ilişkili olduğu bilinmektedir.
Cilt mikrobiyota homeostazını yeniden sağlamaya yönelik faydalı stratejilerden biri, S. aureus virülans düzenleyici geninin ekspresyonunu, çekirdek algılama ve nihayetinde biyofilm oluşumunu etkili bir şekilde engelleyebilen S. epidermidis gibi faydalı bakterilerin büyümesini teşvik etmektir.
Nar kabuğundan elde edilen kateşin, kuersetin, vanilik asit ve gallik asit gibi fenolik bileşiklerin güçlü antioksidan, anti-enflamatuar ve antimikrobiyal aktiviteleri, gözlenen cilt faydalarından sorumlu olabilir. Önceki çalışmalar, kateşinlerin hücre zarlarına zarar vererek S. aureus ve E. coli üzerinde antimikrobiyal etkiler gösterdiğini ortaya koymuştur.
Genel olarak bu çalışma, nar kabuğu özütünün Tek Sağlık yaklaşımına uygun olarak geri dönüştürülmüş atık ve yeşil ekstraksiyon teknikleri kullanılarak topikal formülasyonların bir parçası olarak değerlendirilebileceğini göstermektedir.